23 Eylül 2010 Perşembe

İYİ Kİ VARSIN BLOG:)

Günler hızla geçiyor
Aylardır yılan hikayesine dönen süreçte,önemli bir aşama kat ettik haftaya gerçekleşince sizlerlede paylaşırım inş.

Sanırım yazamama sebebim de kafamdaki belirsizlik ve vakitsizlik.

Yaşanan güzellikler tazeyken de paylaşmak lazım ilerde bu güzellikleri daha net hatırlayabilmek için
...
Uzun zaman oldu
blogum sayesinde tanıdım limonlu bahçem Hülya'yı
Önce mailleştik sonra msn sohbetleri gerçekleştirdik,

Birçok ortak yöne sahibiz..Meslektaşız,aynı gün aynı yıl sevdiklerimize evet demişiz,aynı şehirde,aynı yakada,komşu ilçelerde yaşıyoruz,aynı amaç için çaba gösterdik,erkek evlat sahibiyiz inş.,güzellikleri paylaşmayı çok seviyoruz...

Çok şey paylaştık.Hep yüzyüze görüşmek istedik ama ikimizde pek yoğunduk.
Bir türlü fırsatını bulamadık.
Nihayet görüşmelerimizin ilkini mayıs ayında gerçekleştirdik. Konuştuk,konuştuk,doyamadık birbirimize:)

İkincisini de geçen pazartesi gerçekleştirmeyi başardık:)Hülya'nın yeni tombiş halini görmeye,sohbetine doymaya gittik,ama doyamadık:)

Ne koyu sohbetmiş bizim ki Hülya,o nefis salatanı, tatlını fotoğraflamayı hatta tariflerini bile almayı unutmuşum:(
İyiki tanımışım dediğim değerli insanlardan birisin

Paşamız dünyaya teşrif etmeden bir kez daha görüşürüz değil mi?

Teşekkürler blog,bu güzel insanı tanımama vesile olduğun için

not 1:
Ben yemek tarifi paylaşacaktım ama aklımdakileri yazıverdim:)
not 2:
Blog yemek blogluğundan çıkma yolunda hızla ilerliyor :))
...
Fotoğraf geçen haftaki Karaköy gezmesinden,yarında bize eminönü yolu görünmüşken paylaşayım istedim

son not:)Eminönüne,yeni pasta malzemelerime dair bir yazı yazasım var,birde İstanbul'un meşhur pazarlarını anlatasım var.Bir pazar sever olarak.Bu liste uzayıp gider.....

16 Eylül 2010 Perşembe

CİPSLİ PATATES PÜRESİ

İstanbulu gezme planı yaptım (gezilecek mekanları ve görüşülecek dostları günlük sıraya koyup bunları gerçekleştirmeye çalışıyorum 4 günü istediğim gibi değerlendirdim,gezip gezip akşam yattğımız yeri bilemiyoruz:))

Gezmenin de planı olurmuymuş demeyin:)
Benim;misafir ağırlama,evi temizleme,ders çalışma,Erkam Eymen'le aktivite planlarım gibi gezme planımda var,bunların çoğu pembe yapraklı defterimde bile yazılı...

Çalışma hayatımın bana en büyük armağanı sanırım, herşeye dair plan yapmak ve bunları kayıt altına almak:)

En eğlencelisi de yıllar sonra eski planları günlük tadında okumak:)
Planlı çay sofrasının plansız lezzeti...çay sofrasındaki Cipsli patates püresi

Cipsi salataya kullanmak için aldım.Aklımda değişik bir salata sunumu vardı,ama nasip patates püresine oldu.
Son anda misafirlere yemeğin yanında ikram etmeyi unuttuğum püreyi tek kişilik muffin kaplarına doldurup cipsle süsleme fikri ilginç gelince hemen uyguladım.

Görünümüyle ve lezzetiyle taktir topladı.Yapımı oldukça basit.
ben patates püresini uzun zamandır göz kararı yapıyorum.

patates püresinin ölçülü tarifi burada

CİPSLİ PATATES PÜRESİ
Malzemeleri:

3 patates
baharatlı cips
süt
tereyağı
tuz
kaşar peyniri
Hazırlanışı:
1-3 büyük patatesi yıkayıp kabuklarını soydum.iri iri doğradım.(patatesi suyla değilde nutricookta haşladım,daha lezzetli oldu)
2-tencereye 4.5 su bardağı su koyup üzerine buhar sepetini yerleştridim.5 dakikada haşlandı.
3-patatesleri derin bir kaba alıp biraz tereyağı,tuz, göz kararı süt ince dilimlenmiş kaşar ilave edip blendırdan geçirdim,sütü istediğiniz kıvama gelinceye kadar azar azar ilave edebilisiniz
4-muffin kalıplarını suyla ıslattım kaşık yarmıyla kalıplara paylaştırdım
üzerine de cipsleri ufak ufak kırdım(cipsleri servise yakın zamanda eklemek gerekiyor,cipslerin yumuşamaması için)
Sevgiyle sundum.AFİYET OLSUN

14 Eylül 2010 Salı

BAYRAM BÖYLE GEÇTİ...REYHANLI SALATALIKLI KEREVİZ SALATASI


Bayramı tatil mantığıyla değilde,sevdiklerimizi görmek için bir fırsat olarak değerlendiren bir aileyiz..

Bayramı ist anadolu-avrupa yakası arası mekik dokumakla,üzerinde birkaç günlük Bursa ziyareti ile sonlandırdık.
Erkam Eymen'e günler öncesinden çoktan seçmeli bayramlıklar aldı hevesli annesi... Hava serin olursa şunları,sıcak olursa bunları giysin dedi..

Bayramın 2.günü teyzemlerde anlam veremediğimiz ateş sayesinde atletle sonrasında ise üzerinde sadece bezi kaldı...Verhasıl çıplak bir bayram geçirdik.Ara ara ateş düştü-çıktı,keyfi kah iyi,kah mızmız ve ağlamaklıydı.

Herşeye rağmen planlarımızı gerçekleştirdik.Erkam Eymen ilk kez ev baklavası yedi:)çıplak şekilde yemeğe gitti:)

kalabalık görünce mutlu olduğu,verilen harçlıkları koşa koşa babasına götürdüğü,bol bol güldüğü,ağladığı sonuçta bir sürü tecrübe sahibi olduğumuz bir bayramdı...

Önceden de önemserdik ama,artık daha da hassasız sanırım bayram ziyareti konusunda. Referandum için evimize erken dönünce bayramı dörtgün yaşadık.Pazar gününü de sitedeki arkadaşları büyükleri ziyaret ederek geçirdik.
Bu gün,bayram öncesi çay sofrasının en çok sorulan tarifini paylaşmak istiyorum

REYHANLI SALATALIKLI KEREVİZ SALATASI
Tamamen doğaçlama bir tarif iftar sofrası için hazırlayacaktım ama telaştan unutunca komşulara nasip oldu
aklımda havuçlu kereviz salatası vardı havuçları dolapta ararken salatalığı görünce salatalığı ekliyeyim dedim,iyikide denemeşim

Bütün arkadaşlardan beğeni cümleleri de işitince vakit geçmeden tarifini ekliyeyim dedim
Malzemeleri:
-2 orta boya kereviz
-2 orta boy salatalık
-1 kase yoğurt(ev yoğurdu kullandım)
-1-2 kaşık mayonez
-1-2 tatlı kaşığı nane
-Biraz tuz
-Yarım limon
-Taze reyhan yaprakları
Hazırlanışı:
1-Kerevizin kabuklarını soyup rendenin ince tarafıyla rendeleyip kararmaması için üzerine 1/2 limon sıkıyoruz
2-Salatalıların kabuklarını soyup rendenin kalın tarafıyla rendeliyoruz(cacık olmasın dişe gelsin diye kalın tarafla rendeledim)
3-Yoğurda mayonez,nane ve tuz ilave edip biraz karıştırıyoruz kereviz ve salatalıkla buluşturuyoruz.Üzerini reyhan yapraklarıyla süsleyip sevgiyle sunuyoruz
Afiyet olsun

8 Eylül 2010 Çarşamba

ÇAY DAVETİ.....MUTLU BAYRAMLAR

Arkadaşlarıma hazırladığım iftar sofrasını paylaşma niyetindeyken,akşam apartmanın genç annelerine hazırladığım çay sofrasına öncelik vereyim dedim.

Üç gün önce Ayşe'de iftar sofrasında dün akşam da bende iftar sofrası olacakken Banu'nun teklifiyle çay sofrasına dönüşen soframızda buluştuk
5 anne ,1 teyze,3 çocuk + 3 bebek(Erkam Eymen-Liya ve Doğukan(aynı yaştalar)

Çocukların sesinden birbirimiz duymakta zorlandığımız zamanlar olsada,pek keyifli ve oldukça hareketli bir akşamdı:)
Ben çocukların isteklerine cevap verirken,bir baktım masa toplanmış,mutfakta bulaşık kalmamış:)sevgili makineme tatil yaptırıp pratik arkadaşım Banu hepsini elinde yıkamış
(Herşey için çok teşekkürler Banu,iyiki tanımışım dediğim arkadaşlarımdan birisin)

Menüde neler vardı
Reyhanlı Kereviz salatası
Cipsli patates püresi
Yaprak sarması
Peynirli buzluk böreği
Kozalak tatlısı(Hacer önceki akşam iftara gelirken hazırlayıp getirdi)
Elmalı yufka tatlısı
Şeftalili irmik tatlısı
Közlenmiş patlıcan salatası(seviyorum diye,Banu hazırlayıp getirmiş)

Mutlu bayramlar

Ne kutlu misafirdin ey Ramazan
Çeki düzen verdin yorgun gönüllerize
Ne çabukta geçiverdi 29 gün
Ve artık gidiyorsun,
Bizi bayrama kavuşturarak
Ne hayırlı misafirdin ey Ramazan
11 ay yolunu gözleyeceğiz
Yine gel olur mu?

Bayram tadında bayram geçirmemiz temennisiyle
RAMAZAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

7 Eylül 2010 Salı

ÇOCUK İŞTE

Erkam Eymen'i uyutup bloguma günün ayrıntılarını yazayım diyorum.Erkam Eymen'i yatırıp bende bulduğum kenara köşeye kıvrılıyorum.Gerçekçi olsun diye de gözlerimi kapayınca uyuyakalıyorum
Oğlan benim uyuduğumu görmek istiyor ya:) muhtemelen o benden sonra uyuyor:)

Gülüyorum,saatlerce oyun oynuyorum,eğlenceli günler geçiriyorum.Bunun yanında hergün bir sürü şey öğreniyorum hemde 1.5 yaşındaki minik bir çocuktan! tabi üzülüp sinirlendiğimde oluyor ...
Günün sonunda hergün Rabbime teşekkür ediyorum bize verdiği değerli hediyesi için...

Böyle hızla geçip gidiyor günlerimiz işte:)
Ramazana dair ,sahura kalkıyor,sandalyesine kurulup önlüğünü istiyor(yada kendisi getiriyor takmam için) bir iki lokma yedikten sonra
Biz dua ederken ellerini açıyor(ilk gördüğümde çok şaşırmıştım çünkü hiç bir telkinde bulunmadık)

Tarihe not düşeyim de büyüyünce okusun diye yazıyorum bu satırları

Anne,evin yemeklik soğanları havalansın diye tepsiye sıralayp balkonda kurumaya bırakılır
(zira havalanmazsa çürüyüp berbat koku hediye diyorlar)
Bizim paşa oyuncaklarıyla oynamak yerine evin kap,kacak,tencere,süpürge,ütü çaydanlık gibi eşyalarıyla oynamaya bayılır(her çocuk gibi:)

Günlerden pazar,Erkam Eymen'nin elinde tepsi evin içinde an an yapıyor
Anne: Benim oğlum ah ne güzel oyuncak bulmuş kendine diye tebessümle bakarken o tepsinin soğan tepsisi olduğunu hatırlar,bir hışım balkona koşar soğanları yerlere saçılmış şekilde görmeyince anlık mutluluk yaşar(soğanları dolaba yerleştirdiğini düşünür)

İstemsiz balkondan aşağı bakınca gerçekle yüzleşir.Bahçeye yayılmış soğanlar,
hergün evin birkaç parça eşyası bahçede(hatta aradığımı bulamayınca direk bahçeye bakan anne:)
Ne ararsanız;havlu,kendi kıyafetleri,pet şişe son anda aşağıya gönderirken yakaladığım eşyaları hiç saymıyorum

Bahçe katında oturan komşudan özür diliyorum,her eşya almaya indiğimde
Sağolsun anlayışlı insanlar(mütebessim çehreyle çocuk işte cümlesini kuruyorlar:)

Hadi şimdi bahçeye atıyor, yarın birgün caddeye taşınınca ne yaparız bilmem
Caddede yürürken kafama soğan,oyuncak...... düştüğünü düşünmek bile çileden çıkarıyor beni

Umarım oğlum bu hobisinden en kısa zamanda vazgeçer
Çünkü uyarmak ,oturup anlatmak hiç birşey ifade etmiyor
(çözümler arasında balkon kapısını kapatmak var ama onuda devamlı yapamıyorum)

Neden attın oğlum?sorusuna üzgün bir surat ifadesiyle (ellerini de ben ne yapayım der gibi açıyor)düştü diye yanıtlıyor
O''düştü''nün hikayesi de ayrı

Çocuk ne öğrenirse onu uyguluyor aslında(çok dikkatli olmak lazım çok)
Erkam Eymen bebekken yani, diş kaşıyıcıyla dişini kaşıdığı dönemde 7 aylık civarıydı sanırım elinden birşey yere düşünce düştü diyorduk (gülümseyerek)
Sonraları istemli yere atmalarına-düştü- demeye başladı
-Düşmedi oğlum- -onu sen attın- desekte.... yanlış öğrendi bir kere
İlerleyen zaman dilimlerinde
Gözümün içine bakarak -attım- demesini de öğrenecek bu çocuk değil mi?

Gittiğim iftar,iftar sonrası çay davetlerini,ağırladığım misafirleri,pişirdiğim yemekleri anlatacaktım ama başka posta artık:))

Günlük telaşe içinde bazen bilemiyoruz ya en dibimizdeki tatlı mucizenin kıymetini...
kirlenen koltuklar halılar yıkatılır,bozulan eşyaların yenisi alınır,ama emanete sahip çıkmak gerekir(o emanet bir kere verilir ve hesabı sorulur)