
Sabahtan hazırladığım yazımı yoğun geçen günün ardından ancak yayınlama fırsatı buldum.Bugün yine oğlumuz endeksli bir gezintiye çıktık:)hem annesi hava aldı,hemde son eksiklerini de tamamlama fırsatı bulduk.Şimdi dört gözle anneannesini sonrasında beyzademizi beklemeye koyulduk.
2007 başında alıp birkaç sayfa okuyup kenara bıraktığım kitap geçen hafta kitaplıkta gözüme çarpınca tekrar elime aldığımda,satır satır çizdiğim kitap haline geldi.(Bu kitabı okuma zamanım gelmiş)
Psikiyatrist Prof.Dr.Kemal Sayar,Hüzün hastalığı
İçinde okuyanın kendinden izler bulacağı psikoloji,psikiyatri denemeleriyle bezenmiş okunası bir kitap,bu tarzın sevenlerine kesinlikle tavsiye ederim
Kitaptan beğendiğim onlarca satırdan birkaçı:
...Narsizme dair satırlar,süper,hiper,mega...Bu sözcüklerin hepsi bir büyüklük,üstünlük ifade ediyor.Dilimize son yıllarda iyiden iyiye yerleşen bu sözcükler hangi toplumsal yaramıza denk düşüyor peki?
Kasılan,şişinen,böbürlenen Türkiye,hastalıklı bir narsizmin kucağında,aynalardan güzelliğinin onaylanmasını bekliyor....
....
Hastalıklı narsizmde,kişi eleştiriye açık değildir,bütün ilgisi kendisine dönük olduğu için diğer insanlara pek az teveccüh gösterir,pohpohlanmadığı zaman küskün ve kavgalıdır.
En önemlisi de kendisine aşık olanlar aslında kendilerini hiç sevmeyen kimselerdir.Derinlerde yatan aşağılık ve değersilik duygusu vardır.Bu duyguyla başetmek için onun tam tersi bir duygu geliştirerek benliklerini korurlar.
....
hüzün ne bir hastalıktır nede bizatihi hastalık belirtisi.Bilakis.''Hüzün,bizi iç dünyamızın daha önce keşfedemediğimiz ayrıntılarıyla buluşturabilir''.''Onu misafir gibi kabul etmek gerekir.''
Misafire hürmet geleneğimizin bir parçasıdır.''Yaşantılarımıza hürmet etmek de.''Çünkü ''hayat,çözülmesi gereken bir problem değildir.Hayat,her gün olabildiğince akıllıca,olabildiğince bütün ve olabildiğince duyarlılıkla yaşanması gereken birşeydir.Onun çözümü yoktur.''
Zevkle okuduğum kitaptan sonra zevkle hazırladığım bir kurabiye tarifi paylaşmak ist
iyorum (pirinçunlu kurabiye tarifimden uyarladım)
Şubat başındaki sofranın sevilen portakal kokulu kurabiyeleri
Sevgili Seval'in ev sahipliği yaptığı yaman etkinlikler 5 çayına lokmalık mini tatlar etkinliğine gönderiyorum
PORTAKALLI KELEBEK KURABİYE
Malzemeleri:
125 gr oda sıcaklığında tereyağı
1.5 çay bardağı pudra şekeri
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 yumurta
1 çay bardağı pirinç unu
2 su bardağı un
1 portakalın kabuğu
1 pk. kabartma tozu
Hazırlanışı:
1-Tereyağı ,şeker,sıvı yağ,yumurta iyice karıştırıyoruz
2-Un pirinç unu,kabartma tozu karışımıyla,kulak memesi yumuşaklığında hamur elde ediyoruz
3-15 dk. kadar buzdolabında bekletiyoruz
4-Son aşamada portakal kabuklarını ilave edip,elimizle yuvarlak şekil veriyoruz,yada benim gibi bezelere ayırıp 2 cm. kalınlığında açıp kalıplarla kesiyoruz
6- Yağlı kağıt serilmiş,tepsiye özenle yerleştiriyoruz
7-Önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında 15-20 dk. Pişiriyoruz
Üzerine pudra şekeri seripip,Sevgiyle sunuyoruz.
AFİYET OLSUN