28 Mart 2008 Cuma

KAKAOLU ÇİZİK KURABİYELERİM


HAYIRLI CUMALAR MUTLU HAFTASONLARI
Öncelikle küçük bir hatılatma :diyet etkinliği katılımı için son 4 gün,
Az kalorili tariflerinizi merakla bekliyoruz:)
Tariflerinizi, haydikizlardiyete @hotmail.com adresine gönderebilirsiniz
Bizde, dört elden çalışmalarımızı sürdürüyoruz:)
Cuma günlerine karşı ayrı bir sevgim var ve bu güzel günde sevdiğim tariflerimi paylaşmaktan zevk alıyorum.Yoğunluğum olsa da bir şekilde zaman ayırmaya çalışıyorum......
Kakaolu her şeye oldum olası bayılırım.....
Küçükken kakao diyemeyen ben, annecimden hep kokoolu kurabiye isterdim:) kahvaltıda çok severim çayın yanında,akşam üstü kahveyle beraber ,akşamları çayla beraber, yani günün her saatinde kokooolu kurabiye tüketme yeteneğine sahibim:)
Ama bir yaklaşık bir aydır bu zevkime ara verdim,tek kaçamağım bu kurabiyelerdi.Sadece 2 adet yedim:)
Kurabiyeleri geçtiğimiz haftalarda hazırlamıştım.Ben sadece tadına baktım, ama tadı damağımda kaldı bu lezzetli kurabiyelerin.Eşim ve komşularım çok beğendi.
Nacizane tarif bana ait.Yapımı pratik ve ağızda dağılan bir yapısı var. Özellikle canınız tatlı istediğinde denemenizi tavsiye ederim.Çok beğeneceksiniz:))
Cuma gününe dair ......
Rahmetli annanecimden henüz altı taşındayken öğrendiğim bir duayı paylaşmak istiyorum.
Rabbiyessir vela tuassir Rabbi temmim bil-hayr (Rabbim işimi kolaylaştır, güçleştirme, Rabbim bu işi hayırla tamamla! )
SEVGİYLE KALIN
Şimdi sıra tarifimizde
KAKAOLU ÇİZİK KURABİYELER
28 adet için
Malzemeleri:
1.5 su Bardağı un
3 yemek kaşığı kakao
1/2 su bardağı şeker
125 gr yumuşak tereyağı
½ paketvanilya
1 yumurta
Biraz hindistancevizi
(Kıvam cıvık olursa biraz un ilave edebilirsiniz)
Hazırlanışı:
1- Ronda da şeker,kakao vanilya,unu .yani bütün kuru malzemeleri iyice karıştırıyoruz
2- Tereyağı ve yumurtayı ilave edip kulak memesi kıvamında hamur elde edene kadar yoğuruyoruz
3- Buzdolabında 30 dakika dinlendiriyoruz
4- Küçük küçük hamurdan parçalar kopartıp,yağlı kağıt serilmiş tepsiye diziyoruz,
5- Üzerine bıçakla şekil veriyoruz
6- Önceden ısıtılmış 150 derecelik fırında 20-25 dakika pişiriyoruz
7- Pişen kurabiyeleri sunuyoruz hindistancevizi ile süslüyoruz.
8- Sevgiyle sunuyoruz
Afiyet olsun

27 Mart 2008 Perşembe

MEVSİMİNDE SEBZE MEYVE TÜKETMEZSEN NE OLUR?

>Merhabalar
Aslında bu yazıyı paylaşmakta çok geç kaldım.Ama zararın neresinden dönülürse kardır.Ben dikkat ediyorum.Mevsiminde sebze meyve almaya, özellikle kış boyunca evime domates,salatalık,patlıcan,kabak,fasulye vs sokmamaya gayret ettim. (geçen hafta pasta için aldığım 500 gr çileği saymassak,onuda aldığıma bin pişman oldum,daha sonra paylaşacağım ayrıntılarıyla saklama yöntemlerimi,) bu yazıyı mutlaka okuyun,ve sevdiklerinizle paylaşın istiyorum,bildiğimizi paylaşmakla sorumluyuz çünkü.
Bilinçli olmamız şart
sağlıkla ve sevgiyle kalın

Lösev'in yaptığı basın açıklaması ile
özellikle "anneler, anne adayları, 65 yaş üzerindekiler, gençler ve çocuklar" sebze ve meyvelerin mevsiminde yenmesi konusunda uyarıldı.
Lösev basın açıklaması:"Lütfen Kasım ile Nisan arasında salatalık, domates, patlıcan, biber, şeftali, karpuz, erik, muz gibi yaz sebze ve meyvelerini yemeyi tercih etmeyiniz. Çünkü bu tarihler arasında satın alacağınız bu gıdaların hiçbiri doğal ortamlarda, tarlalarda, güneş ışığında ve doğal gübrelerle yetiştirilmiyorlar.Ya nasıl yetiştiriliyorlar:

- Naylon örtü ve benzeri kaplamaların altındaki seralarda- Sıcak ortam sağlamak için yaratılan kapalı ortamlarda
- Büyümesi için aşırı miktarda kullanılabilen hormonlarla
- Böceklerden korunmak için aşırı miktarda kullanılabilen tarım ilaçlarıylayetiştiriliyorlar. Çabuk bozulmasın, raftaki ömrü uzun olsun diye de erkenden toplanıp sandıklanıyor ve size sunuluyor.
Vitamin ve mineralleri de eksilebiliyor.Tüm bu doğal olmayan koşullarda yetişen sebze ve meyveler kanser riskini %70 artırmaktadır. İşin en acı tarafı hamile bir anne doğal ve organik olmayan, sera ürünü bu meyve ve sebzeleri yediği takdirde aldığı bu hormonlar ve tarım ilaçları doğrudan anne karnındaki bebeğine de geçmektedir. Yine emziren annelerden, anne sütü ile bu tarım ilaçlarının bebeğine geçtiği bir çok bilimsel araştırmalarda gösterilmiştir.Hem kansorejen hem de pahalı olan bu meyve ve sebzeler yerine kışın yetişen ve vitamin, minerallerden zengin olan ıspanak, pırasa, karnabahar, yerelması, elma, portakal, mandalina gibi kış sebze ve meyveleri tercih ediniz. Bu şekilde hem sağlıklı olursunuz hem de kanserden korunursunuz.Biz ciddi, güvenilir bir sivil toplum örgütü olarak sizleri kanserden korumak istiyoruz. Tek amacımız budur."

# Konuyla ilgili Bilimsel Çalışma ve Raporlardan AlıntılarLösev web sitesinde,
yapılan basın açıklaması ile ilgili bilimsel dayanaklara da yer veriliyor.Gıdalarımız ve çevremizde tarım ilaçlarıGeleneksel tarımcılıkta kullanılan kimyasallar insan sağlığı üzerinde pek çok risk oluşmasına neden oluyor. ABD Çevre Koruma Ajansı'nın (EPA) yaptığı testlerin büyük bir çoğunluğu yetişkin erkekler ya da hayvanlar üzerinde, her seferinde bir kimyasala maruz bırakarak yapılmaktadır. Bulgular, birden çok kimyasalla temasın -bizlerin günlük yaşamda maruz kaldığı gibi- sağlığa katlanarak risk oluşturduğunu göstermektedir.Yiyeceklerde ne kadar tarım ilacı kalıntısı olduğunun tespit edilmesi neden önemlidir?Zararlı böcekleri öldürebilmesi için tarım ilaçlarının zehirli olmaları gerekmektedir. Bununla birlikte, tarım ilaçlarının yararlı olabilmesi için az miktarda kullanılarak zararlı böcekleri öldürmesi ve aynı zamanda insanlara, yerel hayvanlara ve yaban hayata zarar vermemesi gerekir. Bir tarım ilacının ne kadarının insanlara "zarar vermediğini" belirlemek kolay değildir.Tarım ilaçlarının kullanımıTarım ilaçları, ekinlere zarar veren böcekleri kontrol altına almak için kullanılan kimyasallardır. ABD'deki pek çok mahsulün üretiminde kullanılmaktadırlar. Bu kimyasallar kanser ya da diğer kronik hastalıklara yakalanma riskini arttırabilir ve bu yüzden, beslenmenizde sınırlandırılmalıdır. Vücuda tarım ilacı alımını azaltmak için aşağıdaki ipuçlarına uygulayın:
- Tüm meyve ve sebzeleri suyla yıkayın.
- Elma, salatalık, patates ve kabuğu yenebilen diğer meyve sebzeleri tüketmeden önce, kabuğunu bir fırça ile temizleyin.
- Marul ve lahana gibi yapraklı sebzelerin en üstteki yapraklarını kullanmayın.
- Her ne kadar içeriğindeki besin ve lifler yok olabilse de sebzeleri soyduktan sonra pişirin.
Meyve ve sebzeleri yetiştirilmesinde kullanılan toksik maddelerle ilgili çeşitli yazılar

Sentetik nitrojen gübreler beslenme yoluyla toksik nitrat alım miktarının artmasına neden olmaktadır. Ulusal Araştırma Konseyi'ne göre, kanserojen risk oluşturan ilk 7 besinin 6'sı ve ilk 15 besinin 9'unun tarım ilaçları ya da nitrojen gübreler yüzünden yüksek nitrat içeren ürünlerdir.Organik tarımcılık ile kimyasallarla yapılan geleneksel tarımcılığı inceleyen 12 yıllık bir araştırma, kimyasallarla yetiştirilen ürünlerde 16 kat nitrat olduğunu-nitrat kanser yapıcı bir maddedir-ortaya koymuştur.


Niçin çocuklar zehirli/tehlikeli maddelere özellikle daha hassastır?

Çünkü, çocuklar vücut ağırlıklarına oranla gelişmiş insanlardan daha fazla yer, içer ve nefes alır. Örneğin çocuklar gelişmişlerden 7 kat daha fazla su içer ve ortalama 2 kat daha fazla hava alır. Çocuklar ağırlıklarına oranla 2-8 kat daha fazla besin yerler. Onlar 5 yaşına kadar, besinler yoluyla yaşam süreleri boyunca alacakları böcek öldürücü zehrin yarısını alırlar. Ayrıca çocuklar gelişmişlerden farklı davranışlara sahiptir. Onlar yerde (daha önce böcek öldürücüler veya diğer kimyasal maddelerle işlem görebilmiş zemin veya yer döşemelerinde veya bahçe/parklarda çimenlerde) daha fazla zaman harcamaktadır.Çocuklar aynı zamanda daha çok el-ağız transferi yapar ve eşyalara ve yüzeylere ellerini yıkamadan dokunma alışkanlığına sahiptirler. Böylece onların bu tür tehlikeli maddelere maruz kalmaları artmaktadır. İlave olarak da, çocukların birçoğunun biyolojik sistemleri - endokrin, sinir, hormonal, üreme ve bağışıklık- hala ergenliğe kadar gelişim halindedir. Çocukların besinleri absorplama oranı gelişmişlerden farklıdır. Örneğin hazım sistemine alınan kurşunun (Pb) bir gelişmiş tarafından %10'u absorp edilirken, çocukta %50'si absorp edilebilmektedir.Çocukların yeme alışkanlıkları gelişmiş insanlardan oldukça farklıdır.

Çocuklar ağırlıklarına oranla daha fazla meyve-sebze yer ve daha fazla sıvı (su, süt vs) içerler. Bu yüzden çocukların ağız/beslenme yoluyla alınan zehirli maddelere (kurşun, böcek öldürücü ilaçlar, tarımsal gübre kalıntıları, sudaki endüstriyel atıklar, nitrat/nitrit, kişisel bakım ürünleri kimyasalları vs) maruz kalma potansiyeli gelişmiş kişilerden daha fazladır. Zehirli maddelerin kümülatif ve/veya birleşik (multiple) etkileri ve potansiyel sinerjik etkileri tam bilinmemekte olup daha fazla araştırma istemektedir. Çocuklar toksik maddelere okul, ev, hastane ve ofis yapı ve dekorasyon malzemelerinden de maruz kalabilmektedirler.Son çalışmalar çeşitli kimyasal toksinlere maruz kalındığında astım, doğum hataları, davranış bozuklukları, öğrenme güçlükleri, otizm, kanser, çocuk hastalıkları, bozulan bağışıklık sistemleri, sinir bozuklukları ve üreme dengesizlikleri gibi sağlık sorunları yaşanabildiği uzmanlarca ifade edilmektedir.


Bu yüzden kronik çocuk hastalıklarına sebep olan çevresel sebeplerle ilgili araştırmalar desteklenmeli, sentetik kimyasallara alternatif doğal ürünlerin kullanımı ve/veya geliştirilmesinde koruyucu ve teşvik edici önlemler alınmalıdır. Çevresel toksinlerin çocuklarımıza zarar vermeden önce azaltılması/yok edilmesi için topluma, devlete ve milli girişimlere destek verilmesine ihtiyaç vardır.Kaynak: Lösev Lösemii Çocuklar Vakfı web sitesi

25 Mart 2008 Salı

ŞEKER HAMURLU KALPLİ PASTA

İyiki tanıdım seni,iyiki sevdim,iyiki evlendimm.Rabbime sonsuz kere şükrediyorum.Sevgili kocacığım, seni çoook seviyorum.Mutluluğumuz bu dünyada olduğu gibi ,ötelerde de devam etsin
Sen benim gerçekleşen duamsın. İYİKİ VARSIN
SEN VARSIN
Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın.
Aşk yolunun kanununu okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın.
Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin, gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın.
Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen, 'sen'i gel benim içimde ara...
Umut güneşimin mor bulutlara
Girip girip çıkışında sen varsın.

ABDURRAHİM KARAKOÇ

Merhabalar
Dün yorgunluktan ekleyemedim tarifi.Bu sabaha kaldı mecburen.Sabahta spordan geldim. Ancak oturabildim, laptobun başına,Son zamanlarda inanılmaz bir yoğunluk var hayatımda,çalıştığım günleri arıyorum:)) çalıştığım zamanlarda hiçç erken kalktığımı bilmem :))hep 9 da 9.30 da başlayan mesailerim vardı.Ama artık kurs spor ev ders dörtgeninde bir hayatım olduğu için, ister istemez yorgun düşüyorum. mesai sabah 5.30 da başlıyor gece 12-1 bitiyor ama bende bitiyorum:))
Bu yüzden de eskisi gibi gelemiyorum ziyaretinize,msn yi açamıyorum,maillere geç cvp veriyorum,ama telafi edicem inş.Beni sıcacık yorumlarınızla yalnız bırakmadığınız için hepinize çoook teşekkür ederim.

Şimdi elden geldiğince misafirliğe geliyorum sayfalarınıza ,haydi görüşürüz:) mutlu günler diliyorum
KALPLİ PASTA
Malzemeleri:
4 yumurta
150 gr. şeker
150 gr un
100 gr.nişasta
1pk. vanilya
1pk kabartma tozu
4 y.kaşığı kaynar su
1çay bardağı süt
Hazırlanışı:
1-Kaynar su,yumurta,şeker,vanilya,süt sırasıyla çırpıyoruz
2-Başka bir yerde kabartma tozu,un nişasta harmanlıyoruz
3-nişastalı,unlu karışımı elekten geçirerek,karışıma ilave ediyoruz
4-Mikserin önce yavaş sonra hızlı devirde çırpıyoruz
5-Yağlı kağıt serilmiş kalıba döküyoruz
6-Önceden ısıtılmış fırında,180 derecede 15-20 dakika pişiriyoruz
Arası için:
dolgu kreması
süt, kivi ,çilek vee meysim meyveleri
Pandispanyayı ıslatmak için şekerli su
Üst kaplama:
200 ml.sıvı krema
100 gr ülker bitter çikolata
1 pk.krema sertleştirici
pembe ve beyaz şeker hamuru
Hazırlanışı:
1-Pişen pandispanyamızı iki eşit parçaya kesiyoruz.şekerli su ile ıslatıyoruz
2-Arasına dolgu kreması sürüyoruz,üzerine arzu ettiğiniz meyveyi ekliyoruz.
(ben kivi ve çilek kullandım)
3-Üzerine de bitter çikolatı benmari usulü eritiyoruz
4-Sıvı kremayla homojen olacak şekilde çırpıyoruz
5-Pastamızın üzerine sıvıyoruz
6-Şeker hamuruyla süleyip dolapta bir gece bekletiyoruz
Sevgiyle sunuyoruz
AFİYET OLSUNN( Pandispanya tarifini Rabia'dan aldım ama ben oldukça değiştirdim:))

23 Mart 2008 Pazar

BURSA USULÜ PİDELİ KÖFTE ****BİR EMİNÖNÜ FOTOĞRAF KARESİ***


MERHABALAR
Mutlu pazarlar
Dün İstanbul'da muhteşem bir hava vardı,annemden öğrendiğime göre Bursa'da da öyleymiş:)ve bu havanın tadını çıkartmak için kendimizi dışarı attık.Eve döndüğümüzde akşam olmuştu ve hiç bir hazırlığım yoktu,haftasonları özel yemek hazırlamaya çalıştığım için aklıma Bursa mutfağına has pideli köfte hazırlamak geldi.Daha önce hazırlayıp, nofrostta attığım inegöl köfteler imdadıma yetişti. Hazırlaması 20 dakika almayan bu süper lezzet ortaya çıktı

Bursa da Kayhanda yada Konakta yediğim pideli köfteler gibi olmasada, kendi kulvarında gayet lezzetliydi.:) Biz zevkle yedik.Üzerine de Bursadaki yazlığımızdan topladığım ve nofrostta sakladığım biberler çook yakıştı,tam bursa usulü pideli köfte oldu:)
Bir Bursa'lı dan tavsiye:yolunuz Bursa'ya düştüğünde, pideli köfte yemeden dönmeyin:)
BURSA USULÜ PİDELİ KÖFTE
Malzemeleri:
* 10 adet inegöl köfte
* 1 adet pide
* 3 yemek kaşığı domates salçası
* 6 adet sivri biber
* 2 yemek kaşığı tereyağı
* 1 kase yoğurt
Hazırlanışı:
1-Köfteleri fırında 190 derecelik fırında 15 dakika kadar pişiriyoruz
2-Pideleri küp küp doğruyoruz.fırında 5-10 dakika ısıtıyoruz
3-Salçayı biraz su ile sulandırıyoruz
4-Servis tabağına önce pideleri döşüyoruz
5-Ardından sosu ve yoğurdu pidelerin üzerine gezdiriyoruz,
6-En üste köfteleri yerleştiriyoruz
7-Biberleri ocakta yada fırında közleyip üzerini süslüyoruz
(mevsiminde domates ile de süslenebilir)
8-Sevgiyle sunuyoruz
Afiyet olsun

21 Mart 2008 Cuma

BURSA LOKMASI & BİR FOTOĞRAF KARESİ


">Merhabalar
Hayırlı cumalar ve çoook mutlu ,huzurlu haftasonları

Başlangıcı eşimin geçen yıl Sultanahmet'te çektiği ,çook hoşuma giden bu fotoğrafla yapmak istedim:)
Cuma günleri sayfama yeni tarifler eklemeyi çoook seviyorum:))Malumunuz çook güzel bir günü geride bıraktık. Güzel yorumlarınız için çoook teşekkür ederim.Çok mutlu oldum gelen onlarca yoruma,maile ve sms msjına, Bütün güzellikler sizinle olsun.

Sevgili Ayşe abla (anneminkızıyım) dua etkinliği başlatmış.Bütün hastaların şifa bulması için
Bende bu etkinliğe Hz. Eyyüb (a.s) duasıyla katılmak istedim.Bu gzüel düşüncesinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum

Bende yüz felci geçiren arkadaşım Hatice için,ve canım ablam Şilo mun bronşit atakları geçiren, 22 aylık olan sevimli oğluşu,Ömer için ,bu satırları okuyan bütün arkadaşlardan dua bekliyorum
Rabbim bizim de bütün maddi manevi hastalıklarımıza şifa versin

Hz. Eyyub , Çok şiddetli bir hastalığa yakalanmış ,hastalığı uzun sürmüş ve dahî çeşitli imtihanlara, musîbetlere maruz kalmıştı.. Fakat tüm musîbetler, O nu hep sabredici bulmuş ve SABIR KAHRAMANI ünvanını almıştı..Sonra imtihan daha da şiddetlenmiş, hastalık o kadar ilerlemişti ki; Allahı anan diline ve kalbine zarar vermeye başlamıştı.

İşte o zaman Kendi bedenî sağlığı için değil, Allahı anmasına zarar gelmemesi için, O na(CC) şu şekilde dua etmişti;

Rabbi Innî messeniyedurru ve EnteErhamurrâhimîn (enbiya83-84)

Bana zarar dokundu, Ey Rabbim sen en merhametli ve en sefkatlisin.
Bunun üzerine Allah, O nun sabrına ve halis niyetine hürmetle şifa vermişti


Kandil akşamı neler yaptım
kısaca paylaşmak istiyorum
İlk kez lokma yaptım ve komşularıma dağıttım.
Bursa’da adettir. Kandil de lokma yada helva dağıtılır.Ve mutlaka akraba ziyareti yapılır,hep beraber yemekler yenir,camiye yada programa toplu bir şekilde iştirak edilir.
Bende elimden geldiğince güzel adetlerimizi yaşatmaya çalışıyorum
Akşam özel yemekler hazırladım
İftar soframız oldukça bereketliydi
Menüden bahsedeyim:)
Ezogelin çorbası,ıspanak yemeği,kandile özel şiş kebap,pilav,yoğurt,un helvası,vişne suyu,meyve tarifleri ve fotoğrafları önümüzdeki günlerde:)
İftar etme telaşıyla sofrayı fotoğrafyamadım,meyve yerken aklıma geldi ve artık çok geçti:))
yemekten sonra soluğu İstanbul gösteri merkezinde aldık

Eşim yorgun olmasına rağmen,her zaman ki gibi beni kırmadı. Sağolsun
10.000 kişi ile beraber ,kandil kutlamak çook güzeldi..Coşkulu bir geceydi.Sonrasında yağmura yakalandık, sırılsıklam olduk .
Ben birgün kendime gelemedim,eklem romatizmam azdı,kursa gidemedim,spora gidemedim,ders çalışamadım …….. Herşeye rağmen iyiki gitmişim diyorum

ve komşularım için hazırladığım,tarifi anneciğime ait olan lokmayı nasıl hazırladığımı paylaşmak istiyorum

BURSA LOKMASI
Malzemeleri:

* (15adet lokma için)
* ½ paket yaşmaya
* 2,5 su bardağı un
* 1,5 çay bardağı ılık su
* Biraz tuz
Kızartmak için:bol sıvı yağ
Hazırlanışı:
1- Yaşmayayı ılık suda eriyoruz
2- Unu havuz gibi açıp içine maya su karışımını ilave ediyoruz
3- 10 dk. kadar yoğuruyoruz
4- Bir kenarda üzerine battaniye vs. örterek 1 saat mayalanmaya bırakıyoruz
5- Eski hacminin 2 katına çıkan hamuru,minik minik kopartıp,avucumuzla şekil veriyoruz
(hamurun elimize yapışmasını önlemek için elimizi yağlıyoruz)
6- Kızgın bol sıvı yağda kızartıyoruz
7- Sevdiklerimize ikram ediyoruz
8- Afiyet bal şeker olsun


19 Mart 2008 Çarşamba

MEVLİD KANDİLİ

MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

''Hiç şüphesiz ki Allah,melekler,yerde ve gökte bulunanlar,yuvasındaki karıncalardan,sudaki balığa varıncaya kadar insanlara hayrı,iyiliği öğreten kimseye dua ve istiğfar ederler''
hadis-i şerif

Efendimize

Böyle Bir Dostunuz Oldu mu..?
Daima düşünceliydi

Susması konuşmasından uzun sürerdi.
Lüzumsuz yere konuşmazdı. Konuştuğunda ne fazla, ne de eksik söz kullanırdı.
Dünya işleri için kızmazdı. Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.
Kötü söz söylemezdi. Affediciliği tabii idi, intikam almazdı.
Düşmanlarını affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi.
Kimseyle çekişmezdi. Çok konuşmazdı. Boş şeylerle uğraşmazdı.
Umanı umutsuzluğa düşürmezdi. Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.
Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınamaz ve ayıplamazdı.
Kimsenin kusurunu araştırmazdı.
Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.
Her zaman ağırbaşlıydı. Konuşurken çevresindekileri kuşatırdı.
Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı.
Yürürken ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmazdı.
Adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilirdi.
Vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.
Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
Dostlarına şöyle derdi: Dünyada garip bir kimse, yahut bir yolcu gibi ol.
Her zaman hüzünlü, fakat mütebessim bir haletle dururdu.
Âdet üzere sarf edilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı.
Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.
Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilmezdi.
Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmezdi.
Bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.
Sabahları evinden çıkarken şöyle derdi: İlahi, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.
Sıradan değildi. Ama sıradan insanlar gibi yaşardı.



En telaşlı ve ümitsiz anlarda bile başarı stratejisi tüllenirdi

Herkesin telâşa kapılıp paniklediği yerlerde O’nun öyle merdane bir duruşu vardır ki, o duruş karşısında hezimetler zafere dönüşür, bozgunlar yerlerini taarruza bırakır ve mağlûbiyetin tozu-dumanı içinde başarı stratejileri tüllenirdi.
***
Eşsiz bir aile reisiydi

Aile efradı arasında O, eşi menendi olmayan bir aile reisiydi.. arkadaşları içinde, kardeşçe, yumuşak tavırlarıyla gönüllere girmesini çok iyi bilen mükemmel bir mürşit ve muallimdi..
***
O bir kral değildi

O, her zaman düz bir insan gibi davranıyor, kendini insanlardan bir insan sayıyor; hakkı olan, halkın da terbiyesinin gereği bulunan büyük payeler isnadından fevkalâde rahatsızlık duyuyor ve çok sevdiği o güzide arkadaşlarına bu konuda yer yer biraz da şiddetli ikazlarda bulunuyordu.
***
Yemiyor, yediriyor; giymiyor, giydiriyordu

Varlığın “ille-i gâiyesi” konumundaydı ama, ona bir sinek kanadı kadar ehemmiyet vermiyor; sultanlara tahtlar bahşedip taçlar giydirdiği halde, olabildiğine zahidane yaşıyor ve âdeta hayatını dünyaya karşı oruca niyet etmiş gibi fevkalâde bir zühd içinde geçiriyordu; yemiyor, yediriyor; giymiyor, giydiriyor; bir damla nimet karşısında yüz defa şükürle gürlüyor ve hep minnet hisleriyle oturup kalkıyordu.
***
Öldüğünde ne sarayı ne de villası vardı

İki cihanın sultanı olarak yürüyüp Rabb’ine ulaştığında ne sarayı ne villası ne servet ü sâmanı ne de eş ve evlâdına bıraktığı bir malı vardı. Kendi gibi yaşamış, dünyayı kendi gibi değerlendirmiş ve kendine yakışır şekilde buradan göçüp gitmişti. O, dünyaya dünya kadar, ötelere ve öteler ötesine de onların kıymetleri ölçüsünde değer veriyor ve ona göre bir tavır sergiliyordu
***
(ailemden alıntıdır)






18 Mart 2008 Salı

PEYNİRLİ BROKOLİ YUVASI


Merhabalar
Malum artık sayılı günler kaldı diyet etkinliğimizin başlamasına
31 mart son katılım tarihi hala hazırlanmadıysanız yavaş yavaş hazırlıklara başlamanızı tavsiye ederim.:)

Bugün hem diyet için hemde brokoli yiyemeyenler için ikisi bir arada tarifi, nacizane bana ait olan peynirli brokoli yuvalarıyla karşınızdayım.

Brokoliyle benimde, eşiminde arası pek iyi değildir.Ama bu tarif o kadar güzel oldu ki yemeye doyamadık.

Eşim yemek konusunda oldukça seçicidir. Eşim beğenipte çook güzel olmuş dediğine göre, gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim.
Evimizin gurmesinden tam not aldığı için aklımda başka tarif yayınlamak olduğu halde, önceliği bu tarife verdim.Brokolinin ağır tadı yokk çook hafif
Denenecek tarifler arasına eklemenizi tavsiye ederim
PEYNİRLİ BROKOLİ YUVASI
Malzemeleri:

* 150 gr haşlanıp rondodan geçirilmiş brokoli
* 2 su bardağı kadar galeta unu yada bayatlamış rondodan geçirilmiş kepekli ekmek unu
* 1 yumurta
* 2 diş doğranmış sarımsak
* Biraz kimyon, nane, kırmızı toz biber ve tuz

Hazırlanışı:
1-Öncelikle Brokoli püresini,galeta ununu ,nane,kekik.kimyon ilave ediyoruz
2-Yumurta ve tuzu da ekleyip hamur gibi yoğuruyoruz,
3-Hamurumuzu elimizle şekil alabilecek kıvama getiriyoruz
4-Elimizde küçük küçük kopartıp, yuvarlayıp işaret parmağıyla bastırıyoruz.
5-Bastırdığımız yerlere beyaz peynir dolduruyoruz
6-Önceden ısıtılımş ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye brokoli yuvalarını sıralıyoruz
7-200 dercede 15-20 dakika pişiriyoruz
8-Sıcak sıcak sevdiklerimize sunuyoruz
Afiyet bal şeker olsun


16 Mart 2008 Pazar

PATATESLİ BUZDOLABI (NOFROST) BÖREĞİ ....SEVGİ ÜZERİNE BİRKAÇ KELAM


SEVGİSİZLİK ZULÜMDÜR
Sevgisiz zeka........... bizi küstah yapar
Sevgisiz hukuk..........bizi dizginsiz yapar
Sevgisiz başarı..........bizi kibirli yapar
Sevgisiz zenginlik.......... bizi hırslı yapar
Sevgisiz uysallık.......... bizi hizmetkar yapar
Sevgisiz yoksulluk ......bizi mağrur ve aksi yapar
Sevgisiz güzellik..........bizi gülünç yapar
Sevgisiz kudret.......... bizi zorba/diktatör yapar
Sevgisiz çalışma.......... bizi köle yapar
Sevgisiz sadelik ..........bizi değersiz yapar
Sevgisiz kural ..........bizi tutsak yapar
Sevgisiz siyaset.......... bizi bencil yapar
Sevgisiz inanç..........bizi bağnaz yapar
Anonim
Uzman kimliğiyle bilgilerini paylaşmaktan kaçınmayan,yüreği sevgili dolu bir insandan duydum bu güzel cümleleri, ,bende çook etkilendim ve sizinle paylaşmak istedim

Gündelik telaş içinde unutuveriyoruz.Ama dünya muhabbet (sevgi) üzerine dönüyor.
sevgi dolu günler

PATATESLİ NOFROST BÖREĞİ
Bu harika börek bursadayken toplantılarımızın vazgeçilmezlerinden biriydi.İlk kez, Haticegül ve nişanlısı geldiğinde yapmıştım.Sonuç tek kelimeyle Mükemmeldi.Çok beğenildi,hatta tarifini bizzat anlattım,yemekte:) ,içi yumuşacık bir börek,ve aylarca saklanabilmesi en güzel özelliği.İlk denemem de 3 dilim böreği ayırdım nofrostta sakladım,

Sabah spordan geldikten sonra alelacele mutfağa girdim.farklı ne yapsam diye düşünürken 3 dilim börek nofrosttan imdadıma yetişti. vee çook lezzetliydi,Gönül rahatlığıyla deneyebilirsiniz,


(18 adet)
Malzemeleri:
* 3 adet yufka
* 1 kase yoğurt
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 2 yumurta
İç malzemeleri:

3-4 adet haşlanmış ve rendelenmiş patates
Karabiber,nane,biraz tuz (iç malzemelerin hepsini iyice karışırıyoruz)

Hazırlanışı:
1-Öncelikle yoğurt yumurta ve sıvıyağ iyice karıştırıyoruz.
2-İlk yufkayı geniş bir yere seriyoruz
3-Üzerine hazırladığımız yoğutlu karışımdan bol bol sürüyoruz
4-İkinci yufkayı da üstüne yerleştirip,tekrar karışımı bol bol sürüyoruz
5-Üzerine patatesli iç harcın büyük kısmını dağıtıyoruz(özellikle yufkaların kenarlarını boş bırakmayacak şekilde)
6-Üçüncü son yufkaya da önce yoğurtlu karışım sonra patatesli harçtan ilave ediyoruz
7-Yufkalar uç uca gelecek şekilde, karşılıklı zarf şeklinde katlıyoruz
8-Sıkı sıkı rulo şeklinde sarılıyoruz
9-1 saat nofrostta 3 saat kadarda buzdolabının alt rafında bekletiyoruz
10-4 saat sonrasında 1 parmak genişliğinde kesip,yağlanmış tepsiye diziyoruz
11-Üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılımış 200 derecelik fırında 20-25 dk.pişiriyoruz
12-Sevgiyle sunuyoruz
Afiyet olsun

14 Mart 2008 Cuma

BALIĞI BEKLEYEN OLTA VEE ÇİPURAA






Eşim bu durumdan pek zevk almasa da sağolsun, eşlik ediyor bana:)

Vee bugün bizim balık günümüz ben her Cuma veye cumartesi günleri,balık yapmaya gayret ederim:) Eşiniz Karadenizliyse evinizin vazgeçilmezi oluyor balık,en azından bizim evde böyle,Eskiden tonbalığını ve palamutu çok severdim,içindeki katkı maddelerinden ve donmuş balık yemenin zararlı olduğunu öğrendiğim günden beri evime sokmaz oldum.Taze almayı ve taze taze tüketmeyi tercih ediyorum.
Ben hafif olduğu için,en önemlisi de hiç kokusu olmadığı için fırında yapıyorum balığı,ama eşimin yoğun isteği üzerine kızartma yaptığım bir günde fotoğrafladım

ÇİPURA
Malzemeleri
Kişi adedince çipura
Kızartmak için sıvı yağ
Ve bulamak için galeta unu

Hazırlanışı:
Galeta ununa buladığımız balıkları yağlanmış tavada kızartıyoruz,Bol salata ve limon eşliğinde sevgiyle sunuyoruz.

VEE dualarımızın kabul olması dileğiyle
"Cuma günü, (duaların kabul edileceği) ümit edilen saati, ikindi namazından sonra güneşin ufuktan kaybolması anına kadar arayın." (Hadisi şerif)

12 Mart 2008 Çarşamba

ASORTİK MAKARNA VEE ÇÖREKOTLU MAKARNA SALATASI

ASORTİK MAKARNA VE MAKARNA SALATASI
MERHABALARR
Bu günlerde yeteri kadar zaman ayıramıyorum farkındayım.Beni böyle biraz idare edersiniz artık:)Malum bir taraftan kurslar,diğer taraftan sınavlar kıskacındayım.Anlatacak çok şey var ama zamanın kısıtlı .Kısaca tariflerim hakkında bilgi vereyim

Size arşivimden iki makarna tarifini birden paylaşmak istedim.Önce hangisini yayınlasam diye karar veremeyince,Çözümü iki tarifi aynı anda vermekte buldum:)
Asortik makarnayı,eşim ‘’ne zamandır makarna yapmıyorsun’’ diye sitem edince hazırladım.

Soslu mu,yoğutlu mu,kıymalı mı yapsam diye kararsız bir şekilde mutfağa girdim.Nacizane tarifi bana ait olan bu asortik makarna ile çıktım.Tadı süperdi.Eşi çocuğu makarna sevenler için en kısa zamanda denemelerini tavsiye ederim

Vee karşınızda asortik makarna
ASORTİK MAKARNA
Malzemeleri:

* ½ paket ıspanaklı domatesli makarna
* 1 adet haşlanmış küp küp doğranmış patates
* 2 y.kaşığı domates salçası(ev salçası)
* Nane,kekik,1 y. Kaşığı sıvı yağ
* Makarnayı haslamak ve salçayı inceltmek için su
* Biraz tuz
* 1 küçük kase yoğurt

Hazırlanışı:

1-Tencerede su tuz ilavesi ile kaynayan suda makarnaları haşlıyoruz.
2-Süzüyoruz.bir tarafta bekletiyoruz
3-Bir tavada salça (az miktarda su ile inceltilmiş),biraz yağ ilave edip kızdırıyoruz
4-Haşlanmış hüp küp doğranmış patatsle baharatları harmanlıyoruz..
5-Bir kase yoğurdu kaşıkla biraz çırpıyoruz.
6-Sonrasında servis tabağına önce makarnayı tepeleme döküyoruz.
7-Üzerine yoğurdu simetrik olarak paylaştırıyoruz.
8-Haşlanmış ve küp küp doğranmış pataesi sırayla ilave ediyoruz
9-En üst kata da sosu ilave ediyoruz.
10-Sevgiyle sunuyoruz.
Afiyet olsun

ÇÖREKOTLU MAKARNA SALATASIMalzemeleri:
*½ paket ıspanaklı domatesli makarna
*Biraz dereotu,biraz maydanoz,2-3 adet Brüksel lahanası
*2 adet haşlanmış havuç
*4-5 adet kornişon turşu
*1 çay bardağı haşlanmış bezelye
*Tuz,
*1 kase yoğurt
*2 y. Kaşığı mayonez
*Makarnayı haşlamak için su
Süslemek için :
Haşlanmış havuç ve çörekotu
Hazırlanışı:
1-Makarnayı haşlayıp,süzüyoruz.
2-Süzdüğümüz makarnayı derin bir kaseye alıyoruz
3-Derotu,maydanoz,b.lahanasını ince ince kıyıyoruz
4-Kornişon ve havucuda doğrayıp ilave ediyoruz
5-Bezelyeyide ilave diyoruz
6-Bir kase yoğurt ve mayonezi karıştırıyoruz.
7-Bütün malzemeyi ve mayonezi ve biraz tuz ilavesi ile iyice karıştırıyoruz.
8-Haşlanmış havuç ve çörekotu ile süsleyip
9-Sevgiyle sunuyoruz
Afiyet olsun

Elimden geldiğince her şeye çörekotu katmaya çalışıyorum katabildiğim kadarıyla,bütün tuzlulara:)bunun da nedeni çoook seviyorum,Neden sevdiğime gelince şu önemli hadisi şerifi paylaşmak istiyorum sizlerle
‘’Bu kara taneyi (çörek otu) kullanın, zira onda, sam (ölümün) dışında her şeye şifa vardır.”(hadis-i şerif)
SEVGİYLE KALINN

10 Mart 2008 Pazartesi

KURUFASULYELİ OSMANLI EKMEĞİ

MERHABALARR
Hepinize mutlu,huzurlu bir hafta diliyorum.
Haftasonu her zaman yaptığımız gibi güneşli İstanbul’un tadını çıkarttık.Akşam ise uzun zamandan beri düşündüğüm ama yapamadığım ekmekleri yapma fırsatı buldum.Çünkü eşim ekmek almaya üşendi:))Benim de ekmek yapmama vesile oldu. İyi ki yapmışım bu harika lezzetle tanışmış oldum.

Pişerken buram buram ekmek kokusu yayıldı, mutfağıma
Aklıma yazlıkta ki terasımızda, babamın topraktan yaptırdığı minik fırında,annemin hazırladığı ekmekler geldi.Benimkiler toprak fırında pişenler kadar olmasa da kendi kulvarında gayet lezzetlilerdi.

Aslında niyetim french bread/ yani Fransız ekmeği yapmaktı,klasik bir ekmek olacaktı.Bende kendi tarifim olsun dedim ve ortaya takma adı fransız bread ama her şeyiyle ben türk ekmeğiyim diye bağıran ekmeklerim çıktı:)
Adını da Osmanlı ekmeği koyunca tam oldu.
tarifi nacizane bana ait (hiçbir ekmek tarifinin kopyası değildir:)))

Ekmeğin yararları saymakla bitmez,

içindeki k.fasulyeye değinecek olursam,
Ete alternatif tek besindir kurufasulye:))Ve güçlü bir folik asit kaynağı ,bol proteinli bol vitaminli,ve içinde ne olduğu belli olan doğal bir ekmek
Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim


KURU FASULYELİ OSMANLI EKMEĞİ

Malzemeleri:
* ½ paket 10 gr. Yaşmaya
* 4-5 s.bardağı un
* 1 s.bardağı ılık su
* 1 s. Bardağı ılık süt
* 1 su bardağı haslanmış rondodan geçirilmiş kuru fasulye püresi
* 2 yemek kaşığı sıvı yağ
* ½ su bardağı kepekli un yada kepekli bayat ekmek unu

Bu ölçülerde 7 adet ekmekcik elde ediyoruz
Süslemek için:

* mavi hashaş tohumu,susam,haslanmış nohut

Hazırlanışı:
1- Yaş mayayı ılık sütte eritiyoruz.
2- Unu havuz şeklinde açıyoruz.
3- İçine erimiş maya ve süt karışımı,ılık su,sıvıyağ,fasulye püresi,kepekli un yada,bayat ekmek rondadan geçirilmiş un haline gelmiş ekmek ilave ediyoruz
4- 10 dakika kadar yoğuruyoruz
5- 45 dk.1saat üzerinde battaniye ile sıcak ortamda bekletiyoruz.
6- Hamuru 5 dakika daha yoğurduktan sonra, elimizle yuvarlayarak
7- Bıçakla şekil veriyoruz
8- H.nohut,haşhaş ve susam ile süsleyip
9- Önceden ısıtılmış 200 dercelik fırında 20-25 dakika pişiriyoruz
10- Sevgiyle sunuyoruz
11- Afiyet olsunn(tadı çok güzel kurufasulye tadı yok, rondadan geçirildiği için görüntüde de belli olmuyor.Ama yumuşacık oluyor.En büyük özelliği bu sanırım.Gönül rahatlığı ile deneyebilirsiniz)

9 Mart 2008 Pazar

SOBEM VE ŞİRİN KÖPEKCİKLER

GECİKEN SOBEEE CEVAPLARIM
Sevgili arkadaşım yaren beni sobelemiş buradan kendisine çook teşekkür ediyorum.Sorular biraz öncekilere benziyor ama olsun:) böylelikle bende yazamadıklarımı yazma fırsatı buluyorum MASAMIN ÜSTÜNDE NELER VAR?
Benimki laptop, masada değil ama sabit bir yer bulduk evimizin köşesinde minik dolabımın üzerinde laptobun en yakınında eşimin bilg. Dergileri,eşimin cdleri benim kitabım ,2 adet fotoğraf makinesi benim flash diskim (elektonikçi dükkanı gibi:)
YAPMAK İSTEYİPTE YAPAMADIKLARIM:
Bursa da yaşamak(inş. birgün olur)
Biraz daha sabırlı olmak ,ayrıntıcı,mükemmelliyetçi olmamak
İnsanların çocuklarına gösterdiği şefkatin hiç olmasa çeyreğini kimsesiz çocuklarla zaman geçirerek onlara da göstermesini
Eğitimsiz insanın kalmamasını
Aç insanların kalmadığı,savaşların olmadığı,
Yalanların son bulduğu,dürüstlüğün olduğu bir dünyada yaşamak
HAYATTAN EN KEYİF ALDIĞIM ŞEYLER:
Bu liste uzar gider ama,
Uzun zamandan beri görmediğim bir arkadaşın ziyaretime gelmesi,unutulmadığımı ve sevildiğimi anladığım zamanlar(sağolsunlar bunu sık sık yaşatıyorlar)
Beklemediğim bir anda hediye almak,ve benimde sevdiklerime hediye almam
Eşimle,ailemle,arkadaşlarımla,uzun sohbetler eşliğinde zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım kahvaltı sofralarından
Yine sevdiklerimle oturup kahve eşliğinde iki lafın belini kırmaktan
Yıllardır yüzünü bile görmediğim dostların beni arayıp sormasından
Kalabalık ortamlarda olmaktan,gezmekten
Yazlığımızın balkonunda denize karşı hamakta keyif yapmaktan
Tam güneş doğarken ve güneş batarken denizkıyısında yalınayak yürümekten
Meral'le Ela ile alışverişe çıkmaktan ,(hem çok zevkliler hemde çook sabırlılar:))
Bir şeyler anlatmaktan,konuşmaktan,yeni şeyler öğrenmekten
Kitapçıya giripte kitapların arasında saatler geçirmekten
Eminönüne gidip uzun uzun dolaşmaktan yeni dükkanlar keşfetmekten
Mutfağa girip yeni yeni şeyler uydurmaktan
Arkadaşlarımın arayıp sık sık fikrimi sormalarından
Mesajla telefonla yemek,pasta,tatlı tarifleri konusunda teknik destek vermekten
Eşimle geçirdiğim bütün zaman dilimlerinden
Gazetemi kahve eşliğinde zayi ilanlarına kadar okumaktan:)
Blogcu arkadaşlarımla koyu sohbetler etmekten
Güzel yürekli güzel yüzlü blogcu arkadaşlarımın beni ziyaretlerinden

Vee bende sevgili arkadaşlarım
Tabiii kabul ederlerse:) cevaplarınızı sabırsızlıla bekliyorumm

7 Mart 2008 Cuma

SARMİÇİ TARİFİ VE SHÇEK


HAYIRLI CUMALAR,
MUTLU HAFTASONLARI

Bir cuma günü sabahından merhabalar arkadaşlar,cumanız mübarek olsunn:))
Yoğun olduğumdan bahsetmiştim sizlere(bu benim tercihim tabii.:)
Hayatımın hiç bir döneminde kurslara,eğitimlere gitmeden duramadım,öğrenecek çok şey var hala,okurken bütün tatillerimi ,çalışırken haftasonlarımı kurslarla,eğitimlerle daha renkli hale getirdim,mesleğimin de faydası büyük tabii
sayesinde etkili iletişim,reklam,kişisel gelişim seminerleri alma fırsatı buldum üstadlardan.Şimdi evde öylece oturuyorum sanmayın:) içime sinen bir iş bulamadığım için yine kursalarla,ödevlerle,sınavlarla,geçiyor günlerim,birkaç ay yoğunluğum devam edecek.
Haziran itibariyle rahatlayacağım inş.
SHÇEK ???
SHÇEK ne olduğunu biliyorsunuz ama anımsayamadıysanız:)) google hazretlerine yazar bulursunuz zaten:)
bu kurumda gönüllü olarak çalışmaya başlıyorum önümüzdeki haftalarda,kimsesiz çocuklarla daha öncede görüşüyordum.Ama istanbul'da ilk görüşmem olacak.Bursa'da medya şirketinde görev yaparken,ziyaretler düzenlerdim huzurevlerine ve SHÇEK'e hep aklımın bir tarafında olurdu, kimsesiz çocuklar ve huzurevi sakinleri tonton teyzeler amcalar,
Hatırlarsanız,bir sobe cevabımda gönüllü olarak dernek vakıf ta çalışmak istediğimi söylemiştim.Sanırım dua niyetine geçti:) dileğim gerçek oldu.Çoook mutluyum.
Daha gitmeden bu kadar heyecanlandıysam mutlu olduysam,orada ki halimi düşünemiyorum.
Önümüdeki günlerde paylaşırım izlenimlerimi.
Lütfen bu siteye bir gözatın :http://www.velimolurmusun.org/
Eğer onlara verecek bir şey bulamayıp da Rabbinden bir rahmet aramak için yüzünü onlardan çevirmek zorunda kalırsan, bari onlara güzel bir söz söyle." (İsrâ/28)
Müslümanlar içinde ev yönünden hayırlı olanı yetime iyilik eden evdir. Müslümanların en şerli evi de yetime kötülük yapılan evdir" (hadis-i şerif)
"Ben ve yetime bakan kimse cennette iki parmak gibi yanyanayız." (hadisi şerif)
daha fazla uzatmadan(bu kısa hali:) ) )
artık gelelim tarifimize
blogcudan beri tanıdığım canım arkadaşım Fatoş'a ait,Antakya mezesi.
Bu tarif ile bir taşla iki kuş vurdum:) Hem misafirlerime hoş bir süpriz yaptım.Hemde sevgili Belginin nazik daveti üzerine pdçse 17 etkinliğine katılıyorum.Belgincim Allah kolaylık versin canım
SARMİÇİ
Malzemeleri:
* 2 çay bardağı ince bulgur
* 1.5 çay bardağı soğuk su
* Maydanoz,soğan(yeşil olması gerekiyor ama ben kuru soğan kullandım)
* Tuz,
* Bir kaşık biber,bir kaşık domates salçası
* Ben birazda isot ilave ettim
* Zeytin yağı
Süslemek için:marul,çörekotu
Hazırlanışı :
1- Bulgur,biber salçası,domates salçası ve soğuk suyla yumuşayana kadar yoğruyoruz.
(Özelliği soğuk su kullanılması tabii güçlü iki kol gerekiyor)
2- Bulgur yumuşayınca soğan,isot,maydanoz,tuz ve zeytinyağı ilave ediyoruz
3- marul ve çörekotuyla süslüyoruz
Sevgiyle sunuyoruz
AFİYET OLSUN
kısıra benzese de tadı çoook farklı,çook güzel.Denemenizi tavsiye ederim

5 Mart 2008 Çarşamba

DAVET SOFRASI

Merhabalar
Özlettim kendimi yine farkındayım.Kayboldum ortalardan iki gündür:)
Yine fazla vaktim yok ama kaögündür aynı yazıyı gördüğünüz için sıkılmışsınızdır diye koştum geldim.Ayrıca diyet çayı sorularınıza cevap vermeye çalışıyorum.Kafanıza takılan birşey olursa yorumla ve maille ulaşınca cevaplıyorum
Gelelim haftasonumuza
cumartesi yine istanbul'un altını üstüne getirdik eşimle,pazar günü de daha önce bahsettiğim floryanın gülü haticegül ve nişanlısı yemeğe geldi.Yaklaşık 1 aydır bize gelmeye çalışıyorlar.Ancak müsait olabildik.Çok güzel saatler geçirdik.Çok keyif aldım.Hele de eşimin benim arkadaşlarımın eşleriyle,nişanlılarıyla uyum sağlaması,samimi olması çook hoşuma gidiyor.




Rabbim sana çook şükür böyle güzel insanlar tanıdığım için.Bursada beraber çalışırken beraber güzel yıllar geçirdik,Şimdi istanbuldayız ve yine beraberiz.Hatçegül de,nişanlısı da Antakyalı ve ben bir süpriz yaparak onlara sarmiçi hazırladım.Çok beğendiler,Canım arkadaşım fatoşumdan aldım tarifi ,sağolsun detaylı şekilde anlattı yakında hepsinin tarifini vereceğim.



Bu sofrada niye tatlıdan başka bişey yok dediğinizi duyar gibiyim:)

gülmekten fırsat bulamadık fotoğraflamaya:)

karşınızda sarmiçi,irmikli pasta ve nofrost böreğinin fotoğrafları:)


kısaca menüyü anlatayım

mercimek çorbası

biberiyeli mantarlı fırında baget

pilav

sarmiçi

çoban salata

patatesli nofrost böreği

vişne suyu(ev yapımı)

çay eşliğinde baklava ve irmikten pasta

Ben eminöüne doğru yol alıyorum.Alışveriş yapıcam biraz,eşimle beraber gezmeye gidiyorum.Şimdilik hoşçakalın


2 Mart 2008 Pazar

BEŞİ BİR YERDE İLE KİLO VERME

Beşi bir yerde ile ayda ‘beş’ kilo verin!
Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı şu günlerde özellikle bayanların aklına takılan en çetrefilli soru, ‘Acaba ne yapsam da zayıflasam?’ oluyor. Uzmanlara göre kadınların aklına takılan bu sorunun cevabı çok basit: Bitki çayları. Yeşil çay, biberiye, kekik, mate ve funda yaprağı karışımıyla ayda ortalama beş kilo verebilirsiniz.
Baharın ilk günlerindeyiz. Yaza daha üç ay var. Bir başka deyişle kışın aldığınız kilolardan kurtulmanız için üç ay süreniz var. Bu süre yaza sağlıklı ve ‘fit' girmek için yeter de artar bile. Peki ama nasıl yapmalı, hangi diyetisyene gitmeli, hangi diyetleri günü gününe takip etmeliyiz? Telaşlanmayın! Size bir diyet programı önerecek değiliz. Hemen her aktarda bulabileceğiniz beşi bir yerde formülü ile üç ayda 20 kilo vermeniz mümkün! Nasıl mı? Şöyle: Mate yaprağı, kekik, funda yaprağı, biberiye ve yeşil çaydan oluşan karışımı, günde üç fincan içmeniz yeterli. Biz söylemiyoruz, uzmanlar öyle diyor!
Sağlıklı beslenme ve yaşam uzmanı Dr. Ender Saraç, doğal yollardan kilo vermenin insan sağlığı için büyük önem taşıdığını söylüyor. 'Bitki yaprakları, dengeli bir şekilde kullanıldığında vücuttaki yağları yakmaya ve kolesterolü dengelemeye yardımcı oluyor' diyen Saraç, bitki çayı diyetiyle ayda beş kilo vermenin mümkün olduğunu vurguluyor. Sağlıklı yaşam uzmanı, bitki karışımlarından elde edilen zayıflama çayının günlük iki veya üç bardaktan fazla içilmemesi gerektiğini ifade ediyor. Saraç, "Diyet çayları hazırlanırken bitkiler kaynatılıyor. Bu yanlış bir uygulama. Doğru ve etkili bir bitki çayı hazırlamak isteyenler, suyu kaynattıktan sonra yaprakların demlenmesini beklesin." şeklinde konuşuyor.

Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Taylan Kümeli ise yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte sağlıklı bir bedene sahip olmak isteyenlerin bitki çaylarına yöneldiğini belirtiyor. Toksinlerin doğal yöntemler sayesinde kolayca atılabileceğine dikkat çeken Kümeli, bitki çaylarının içerisine tatlanması için şeker karıştırılmasının yanlışlığına dikkat çekiyor. Bu karışımların bazı hastalarda alerjiye yol açabileceğini hatırlatan Kümeli, 'Çabuk zayıflamak için aşırıya kaçmayın.' uyarısını yapıyor.
Mısır Çarşısı'nda şifalı bitkiler satan Sait Develi, yağ sökücü, tok tutucu ve sindirimi kolaylaştırıcı bitki yapraklarından hazırlanan 'beşi bir yerde' karışımının son derece etkili olduğu, müşterilerden olumlu tepkiler aldıkları bilgisini veriyor. Mate, yeşil çay, funda, biberiye ve kekik yapraklarının sıcak suda demlenmesiyle oluşan karışım, vüvutta biriken toksin ve ödemi atarak ayda yaklaşık beş kilo vermenizi sağlıyor.

Her şifalı ot zayıflatır mı?
Ünlülerin diyetisyeni Selahattin Dönmez: 2006 yılı American Journal of Clinical Nutrition dergisi mart sayısında yayınlanan bir makalede bitki çaylarının zayıflama üzerindeki olumlu sonuçlarına yer verilmişti. Ben, bir diyetisyen olarak kilo problemi yaşayan hastalara bitki çaylarını öneriyorum. Peki, nedir bu bitki çayları? Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Tabii ki bu mümkün değil. Doğal ortamda yetişen kekik, yeşil çay, biberiye, mate ve funda yaprağının ortak bir özelliği var. O da şu: Bu bitki yaprakları kış aylarında insan vücudunda biriken toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor. Ama bu diyetin yanında gün içerisinde alınan besinlere çok dikkat etmek gerekir. Eğer sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmiş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise bu bitkilerin bir uzman kontrolünde alınmasıdır.
Diyetisyen Oya Yüksek: Bu bitkiler, insan metabolizmasını hızlandırarak vücutta oluşan ödemi atmaya yardımcı oluyor. Özellikle yeşil çay, bunlar arasında en etkili olanı. Bitki yapraklarından oluşan bu karışımın doğal olması ve kimyasal madde içermemesi sebebiyle pek çok kişi tarafından kullanılıyor. Burada önemli olan ise ‘doğal' diyerek aşırıya kaçmamaktır.
Beşi bir yerde nasıl hazırlanıyor,
Bir litre kaynamış suya birer çay kaşığı mate, yeşil çay, funda, biberiye ve kekik yaprağı atılır. On dakika demlenmesi bekelenir ve süzülerek içilir.

ENDER SARAÇ: Doğal yollardan kilo vermek, insan sağlığı için büyük önem taşıyor. Bitki çayı diyetiyle ayda beş kilo vermek mümkün. Ancak günde iki ya da üç bardaktan fazla içilmemeli.
TAYLAN KÜMELİ: Son zamanlarda zayıflamak isteyenler bitki çaylarına baş vuruyor. Kış aylarında vücutta biriken toksinler kolayca atılabiliyor. Ancak bu karışımları içerken dikkat edilmeli, aşırıya kaçmamak lazım.
SELAHATTİN DÖNMEZ: Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmeş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur.
Hangi bitki, ne işe yarıyor?

Mate yaprağı: Tüm dünyada obezite tedavisinde kullanılan mate çayı, yağ emilimini engelleyerek vücuttan su atımını kolaylaştırıyor. Her yaşta insanın rahatça kullanabileceği bitki, iştahı kapatarak zayıflamaya yardımcı oluyor.
Yeşil çay: Son yıllarda kullanımı bir hayli artan yeşil çay, vücutta biriken toksinleri atarak sindirimi kolaylaştırıyor.

Funda yaprağı: İyi bir böbrek çalıştırıcı ve idrar sökücü olan yaprak, bu özelliğiyle zayıflamaya yardımcı oluyor.
Biberiye: Yağ eritici ve hazım kolaylaştırıcı bu bitki, vücutta biriken toksinleri atarak ideal bir kiloya kavuşmanızı sağlıyor.

Kekik: Halk arasında yaygın olarak kullanılan kekik, sindirimi kolaylaştırarak vücuttaki fazla suyu atarak kilo vermenizi sağlıyor.
İştah azaltan 10 bitki
Sağlıklı kilo vermek isteyenler, iştah azaltan ve yağ yakımını hızlandıran bu bitkileri tercih ediyorlar...

* At kuyruğu bitkisi idrar sökücü özelliğiyle biliniyor. Yağ dokularını eritmeye yardım eden bitki, yaraların iyileşmesine de yardımcı oluyor. Fakat tüm idrar söktürücü bitkilerde olduğu gibi fazla dozda kullanılırsa böbreklere zarar verebilir.
* Maydanoz, metabolizmayı hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok etkili bir yöntem.
* Adaçayı, zayıflamak isteyenler tarafından iştah kesici olarak kullanılıyor. Çay ve yemeklerde baharat olarak da kullanılabiliyor.
* Fesleğen, vücutta biriken fazla suyu atmaya yardımcı oluyor. Üstelik, içindeki eter yağların moral yükseltici etkisi bulunuyor.
* Kekik, sindirim sorunlarını tedavi edici etkiye sahip ve metabolizmayı hızlandırıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra yorgunluktan şikayet edenlere zindelik veriyor.
* Civanperçemi, tatlıya karşı iştahı keser, tokluk hissi verir. Tazelik veren lezzeti, ağır yemeklerin tadını hafifletir.
* Biberiye, sindirimi düzenler. İyi bir canlandırıcıdır, kan dolaşımını hızlandırır, cildi sıkılaştırır. Et yemeklerinde kullanılabilir.
* Tere, vücuttaki yağ yakımını hızlandırıyor. İnce yaprakları pişince acılaştığı için çiğ yemek gerekir. Ayrıca içinde birçok vitamin barındırır.
* Sinameki, kalın bağırsakta suyun emilmesini önleyerek müshil görevi yapar. Uzun süreli kullanımlarda bağırsaklarda yan etkilere yol açacağından idrar söktürücü özelliği bulunan rezene ve nane gibi bitkilerle desteklenmesi gerekiyor.
* Balık otu, bünyenin kimyasını hızlandırarak zayıflamaya destek olur. İçindeki maddeler tırnakları güçlendirerek saçlara parlaklık verir. Salata ve meyveli içecekler içinde kullanılabilir.
(Zaman g. cumaertesi ekinden alıntıdır)

ARKADAŞLARRRR
hayırlı bereketli mutlu haftalar
hadii kolay gelsinnn hepimize ben diyet çayın tarifini yorumlar kısmına ekledim.
Arzu edenler oradan ulaşabilir.Faydalı olacağına inanıyorum.
Sizin için araştırdım:)) biraz tevafuk oldu.Geçen hafta aldım ben bu bitkilerden 100 gr lık paketlerde sadece 14 ytl ye :))
zayıflamak için çokta uygun maliyeti var bilginize

Anlatmadan geçemicem:))
Akşam vakit darlığından yazamadım
Ben tv de haberlerde duydumilk kez bu karışımı.O zaman rahatsızlığımdan dolayı gidip alamadım.Kendimi iyi hissettiğim bir gün,yani geçen hafta hava almak için dışarı çıktığımda bizim mahalenin aktarına da uğradım.Güya zayıflamak için aldığımı belli etmicem.:))yazdığım defterden bitkileri birkaç kez okudum aklımda kalsın diye daha aktarın kapısına gelmeden:))
teker teker isterim diye düşündüm.:))
Önce ''funda yaprağı varmı?'' diye sordum
hemen soruma soruyla karşılık verdi. Aktar beyfendi''Abla mate,kekik,yeşilçay da ister misin?dediğinde zor tututtum kendi mi:))
ister istemez gülümsedim ve evvet dedim.Gerçekten işe yarıyormu diye sordum:)) hemen,sağolsun teker teker anlattı faydalarını:))
Meraklandım tabii: ''sanırım benden başka isteyenlerde oldu''diye sorduğumda ,öğrendim ki
bizim mahalledeki aktar günde yaklaşık 100 kişiye hazırlıyormuş bu tarifi :)) )
bayaa şaşırdım(bende sadece ben varım sanıyordum:))
sanırım bütün mahalle zayıflamaya karar vermiş:))
Mahallece zayıflıyoruz biz:)) bilginize:))
DİKKAT: arkadaşlar çayın nasıl hazırlanacağına yorumlar kısmından ulaşabilirsiniz.Sanırım farkedilmiyor.Ayrıca iştah kesici özelliği olduğu için aç ve ılıkken tüketilmesi daha faydalı diye düşünüyorum.SEVGİYLE KALIN